Radyom ve Ben
Kapalı kutudur radyo âlemi. Yalnızlığımı gideren o tek bir ses ile mutlu olurdum. Eskilerden bir örnek vermek isterim. Sene 90’lar. Vazgeçilmezim her şeyim. O zaman kasetler vardı. Günümüz teknolojisi gelişmiş değildi. Hiç unutmam para biriktirip, hemen kaset alırdım. Küçük bir radyom vardı. Tek bölümlü kaset girişli. Ah ah. Nasıl unutabilirim ki o seneleri. Kaseti radyoya taktığımda düğmesine basardım. Bant dışarı atardı. Hemen çıkarıp kalem yardımıyla bandı sarardım. Kaset bozulmasın diye. Şimdi ki nesil bilmez bunu. Gerçekten çok mutluydum o senelerde. Bir gün balkonuma çıktım. Masamı kurdum. Radyomu masaya koydum. O zamanlar iki üç tane kasetim vardı. Biri bitince diğerini takardım. Çeşit yoktu o zamanlar. Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bir tane boş kasetim var. Radyo müzik çalar. Bende kasete çekerdim. Yani bulamayacağım şarkıları radyo yayınından boş kasetime çekerdim. Sürekli başa sarıp onları dinlerdim. Tabii ki o senelerde imkânlar kısıtlı. Radyom ve ben bir günü geçirirdik. Yıllarım böyle geçti. Yıllar 2000’leri gösterince kaset devri bitti. CD dönemi başladı. Şu şekilde olurdu. Boş CD’ler aldırırdım. Ve müzik listesi hazırlardım. Ne kadar para ise CD’yi doldurtur bilgisayara takar dinlerdim. Ya da tüplü televizyona bağlı VCD’ ye takar dinlerdim. Günümüzde ise youtubeye istediğin müziği yazarsın ve dinlersin. Zaman içinde müziğe ulaşmak kolaylaştı. Ama benim 90’lardaki Radyomun tadını hiçbiri veremez.
Kerem TAŞKIN
|