Röportaj:Betül Altınsoy
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Bendeniz Oktay Ferik, 1987 yılı Bursa doğumluyum. İlk ve Orta Öğrenimimi Yenişehir’de, Liseyi Bilecik Ertuğrul Gazi Lisesinde tamamladım. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunuyum. Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümünden Formasyon eğitimimi tamamlayarak Felsefe Grubu Öğretmenliği branşında öğretmen adayı olduk. Halen yüksek lisans eğitimime Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Tarih Bölümünde devam etmekteyim. İnşallah yakında tez savunmamı verip mezuniyete hak kazanacağız. 2013 yılından biltibar Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Bandırma’da İnfaz ve Koruma Memuru olarak görev yapmaktayım. Bunun yanında merkezi Duesseldorf’ta bulunan Avrupa Yazarlar ve Düşünürler Birliği Marmara Bölge Temsilciliği görevini ifa etmekteyim. Evliyim ve bir kızım var.
Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?
Esasında yazmak bende hep var olan bir ihtiyaç ve yetenekti. Daha küçük yaşlarda kısa günlüklerle başlayan bu serüven eğitim hayatımızın her aşamasında gelişim göstererek ilerledi. Bunda tabi insanın içinden gelen istek ve heyecanın payı büyük. Lise yıllarında ete kemiğe bürünmeye başlayan yazım serüvenimiz 2009 yılında yerel bir gazetede köşe yazarlığına başlamamız ile farklı bir boyuta taşındı. Kitleler ile buluşmak fikirlerini okuyucunun takdirine sunmak tarifi mümkün olmayan bir mutluluktu benim için.
Ne tür konulardı yazılarınız?
Gönlümüzü çok küçük yaşlarda yaktığımız bir ülkü ateşi var. O ateş bize hangi sırrın közünü üflerse bizlerde o mesele hakkında derinleşmek ve derinleştiğimiz ölçüde hayatı, eşyayı ve olayları yorumlamak, anlamlandırmak gayesine matuf bir konu tasnifimiz oldu diyebiliriz.
Türk milletini içine alan, onu ilgilendiren, onu anlamlandıran, onu yaşatan ve yaşatacak olan madde ve mana bütünüyle her mesele, her konu bizim radarımıza dahildir.
Kitaplarınızın konularını seçerken beslendiğiniz yerler neler? Konularınızı nasıl buluyorsunuz?
Kitaplarımdan bahsedeyim müsaade ederseniz öncelikle… İlk eserim Şiirden Şuura Seyrüsefer adıyla şiirlerimin derlendiği haliyle Berikan Yayınevinden 29 Ekim 2019’da basıldı. Benim için elime geçtiği ve onu kokladığım bu tarih Cumhuriyetimizin ilanının seneyi devriyesi olması hasebiyle çok manidar ve anlamlıdır. Yoğunluk olarak milli ve manevi konulara temas eden şiirlerimin muhtevasını oluşturduğu bu eserde Türk milletinin içerde sosyal, ahlaki, kültürel cephesine gerekse de dışarda yani dünya üzerinde “Ben Türk’üm!” deyip yaşadığı buna bedel olarak yaşadığı sorunlara, haksızlıklara, uğradığı mezalimlere ve soykırımlara kadar her alana yayılan bir yüce gayeyi dertli gecelerine azık eden mısraların muhtevası oluşmaktadır.
2020 yılında Çınaraltı Yayınlarından Elveda Sultan Murat adlı tarihi romanımız neşroldu. İlk tarihi roman denememiz olan bu kıymetli eserde Balkan Türklerinin 93 Harbinden sonra yaşadığı sorunlar, sıkıntılar ve şiddetten bahsedilmekte buna binaen ömürlerini adadıkları vatan topraklarından hicretlerini konu edinmektedir. Eserimiz çok kısa sürede 2. Baskıyı gördü ve yakın zamanda 3.baskıya geçecek. Milletimizin teveccühüne mazhar olmanın gururunu yaşıyorum. Fakat bu gurur omuzlarımıza daha ağır ve yüklü mesuliyetler koyuyor. Türk milletine olan hizmet borcumuz ne yaparsak yapalım bitmez anlayışı ile ehil ve yetkin olmaya namzet olduğumuz alanlarda kalemimizle koşmaya, yarışmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.
Son olarak 2023 yılında Telmih Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisinde yayımlanan şiirlerimin derlendiği Göklerin Kadını adlı eserimiz yayınlandı. Telmih Kitap tarafından basılan eserimizde hem beşeri hem de ilahi aşkın heceleri vatan ve millet namına gördüğümüz rüyaların mısralarıyla buluşup ruha nakşolacak bir terkibe kavuşuyor. Telmih Dergisi ülkemizde edebiyat, kültür ve sanat alanında harika işler yapıyor. Merkezi Elazığ’da ve biliyorsunuz Elazığ özellikle saz ve söz üstatları çıkarmış bir şehrimiz. Bursa benim doğduğum, Balıkesir’de doyduğum yer bu iki aziz şehir benim için çok farklı bir sahip bunun yanına bir de Elazığ eklendi. Gönül diyarımıza Elaziz olarak nakşoldu. Birlikteliğimiz daim olsun.
Karakter oluşturmak için çok insan tanımak gerekiyor mu?
İnsan Allah’ın sırrıdır. Her insan mutlaka dünyaya bakışımıza, düşünce ufkumuza bir şeyler katar. Hiçbir şey tesadüfen olmaz. Tevafuk vardır. Tanışmalar, konuşmalar, ilişkiler, arkadaşlıklar… Bunların sonucunda muhasebe ve muhakeme melekenizi çalıştırırsanız iyi veya kötü, doğru ya da yanlış insana neler kattığını görebiliriz. Bizler Şahsiyete ayrıca da önem veren bir fikrin mümessilleriyiz. Hürriyet ve Şahsiyet bizler için ayrılmaz iki cüz… Bu iki cüz ile tam ve kâmil bir kül meydana gelir. Hür irade, hür fikir ve hür bir hayat sonucunda ilkeli, ölçülü ve elif gibi dimdik şahsiyetler oluşacağına kaniyiz. Bunun için hayatı sadece kitaptan okumak yetmez hayatın mayası insandır. İnsanlarla beraber olmak gerekir. Tasavvufta derler içimiz Hakk dışımız Halk ile diye… İşte tam da öyle olmak gerekir kanaatindeyim.
Bu sıralar üstünde çalıştığınız başka kitaplar var mı?
Mutlaka Projelerimiz var, hayallerimiz var. Ama önce tez savunmamı verip mezun olmam gerekiyor. Sonrasında inşallah doktoraya sıra gelecek…
Yakın planda görünen projem tezimi kitaplaştıracağım. Ardından da İstanbul’un İşgal dönemini anlatan bir roman yazmak istiyorum. Üzerinde pek durulmayan bir dönem ve bence oraya bir projektör tutmak gerekiyor. Milli ruhumuzu zinde tutmak için bazı felaketleri hatırlamak şart diye düşünüyorum. Keza Balkan Harbi de bunların içinde en önemli savaşlardandır. Üzerinde daha çok konuşulmalı ve kalem oynatılmalı…
Sizi etkileyen ilk kitap veya yazar neydi ve neden?
Atsız Beyin Bozkurtlar Serisi… Türk milletinin tarihinde şan ve şeref dolu savaşlar ve her biri birbirinden özel ve kıymetli komutanlar ile farklı ad ve nişanlarla nice devletler mevcuttur. Bu hem övünç kaynağımız hem de zaaf alanımız… Üç Türk bir araya gelse devlet kuracak kudrete sahip iken devletleri elinde yıkılan, çöken bir millet olarak ta zirveyi kimseye bırakmıyoruz. Yani hem kemal alanımız hem de zeval noktamız burası… Öyleyse dirilmek ve yıkılmak bahsini en güzel şekilde işleyen bir esere ihtiyaç duyulmaktadır. Atsız Beyin Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor serisi bence bu alanın tartışmasız başyapıtlarından biridir.
Söyleşimizi bitirmeden önce sizin eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Betül hanım, öncelikle şahsıma bu fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim. İlim ve irfan yolunda ömrümüzün sonuna dek mücadele edeceğimizi buradan bir kez daha ilan etmek istiyorum. Okullarda gençlerimizle buluşmak, onlara mili tarihimizden bahsetmek, edebiyatımızın zenginliklerinden haberdar etmek, olur ya üzerimizi kaplayan külleri silkelemek vazifesinden bir an geri durmayacağımızı ifade etmek istiyorum.
Yolumuz uzun ve çetin…
Gayret bizden Tevfik Allah’tan, takdir Türk milletinden…
“Varlığımız Türk varlığına armağan olsun” vecizesi duruşumuzun ve mücadelemizin sloganıdır.
Tekrar teşekkür ediyorum.
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. Sizi tanımaktan çok mutlu olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. İlhamınız bol olsun efendim.