Röportaj: Betül Altınsoy
Merhabalar. Öncelikle kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Sizi, sizin kelimelerinizle tanıyalım.
Merhabalar. Ben, Ömür Özbenim Kahyaoğlu. 28.06.1980 İstanbul doğumluyum. Güzel sanatlar mezunu ve 3 çocuk annesiyim. Henüz öğrencilik yıllarımda 15 yaşındayken tanıştığım radyoculuk mesleği sayesinde “ Ömürtörpüsü” isimli radyo programını çeşitli radyolarda icra ettim ve sektörde programımın ismi ile tanındım. 18 yaşımda tiyatro sahneleri ile tanıştım, çeşitli TV programlarında görev yaptım. Birçok tiyatro oyunu ve çocuk oyununda sahne aldım. Çocuklar için yazmış olduğum çocuk oyunları ve orta oyunları Büyükçekmece Belediyesi Bedia Muvahhit Sahnesi’nde sahnelendi. 2016 yılında Sihirli Mikrofon radyo ödüllerine aday gösterildim. 3. Çocuğumun doğumundan sonra kızımın verdiği ilhamla çocuk kitapları yazmaya başladım.
Çocukların dünyasına girmeniz zor olmuyor mu?
Çocukların dünyasına girmek bana hiç zor gelmiyor, zira 3 çocuk annesiyim ve çok genç yaşta anne oldum. Oğlumu kucağıma aldığımda henüz 22 yaşındaydım. Oğlum 3 yaşındayken ortanca kızım dünyaya geldi. Dolayısıyla onlarla birlikte büyüdüm diyebilirim. Biz o yıllarda 3 kafadar hayal gücümüzün bizi götürdüğü her yere gittik. Baktığınızda onlar benim dünyama gelmişlerdi ama bana eşsiz bir dünyanın kapılarını açtılar. Dünyaya çocuk gözleriyle bakmanın ne olduğunu öğrettiler.
“Çocuk Edebiyatı” mı “Çocuk Kitapları” mı kulağınıza daha doğru veya yerinde geliyor?
Aslında çocuk edebiyatı söylemi daha doğru geliyor. Zira yapılan işin de ciddiliğini sergiliyor. Lakin günümüzde eski edebi eserler kadar klasikleşen çocuk edebiyatı yönünden zengin eserler bulmak zorlaşıyor.
Çocuklarla iletişim deneyimlerinizde sizi derinden etkileyen durumlar oldu mu?
Çocuklarla iletişimimde özellikle tiyatro yaptığım süreçte çok etkilendiğim bir dönem oldu. 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında depremzede çocuklar için deprem bölgesine yaptığım bir turnede çocukların masumiyeti, ürkek gözlerine rağmen olaylara karşı; bir yetişkinden, yerine göre daha güçlü durabilmeleri beni çok derinden etkilemişti. Adeta acıyı yaşamıyor ya da bazı yetişkinler gibi acıdan beslenmek yerine, acının içinden geçip gidiyorlardı. Çocuk kalbi adeta bir okyanus, o okyanusa sıcacık bakışlarıyla sizi çekiveriyorlar. Çok kolay mutlu olup, riyasızca içlerinden geldiği gibi duygularını belli ediyorlar. Kalplerindeki sevgi o kadar koşulsuzca ki onların yüzünde tebessüm sebebi olduğunuz an; o sevgiyi size sunup, sizi sonsuz sevgileriyle ödüllendiriyorlar.
Çocuk edebiyatının amacı sizce ne olmalı?
Her çocuk kendi hikayesinin kahramanıdır. O yüzden çocuk edebiyatında amaç: O kahramanlara öncelikle hayal dünyasında kapı aralamak ve okumayı sevdirmek olmalıdır. Tabi ki her çocuğun ilgi alanı farklıdır ama burada asıl önem arz eden unsur çocuk elindeki kitabı okurken zihninde kitabı senaryolaştırabilmeli, betimlemeler anlaşılır olmalı ve çocuk hayal kurarken kitapta kendinden de bir şeyler bulabilmeli.
Masalları çocuk edebiyatından saymalı mıyız?
Masalların yeri özellikle bebeklikten çocukluğa geçişte çok önemli. Uykudan önce çocuğumuza anne ve baba eşliğinde okunursa hem çocukla aile arasında eşsiz bir bağ kurmaya hem de ilerideki yaşlara geçişte çocuğun hayal gücünün ciddi oranda gelişmesine yardımcı olur. O yüzden masallar, bence çocuk edebiyatının temel direğidir.
Sizce herkes çocuk hikayeleri yazabilir mi?
Çocuklarla empati kurabilen, onları anlayabilen, hayal gücü geniş ve bu konuda biraz olsun yeteneği, hevesi olan herkes bence çocuk kitabı yazabilir diye düşünüyorum.
Çocuklara uygun kitap seçimi nasıl yapılır?
Çocuklara uygun kitap seçerken özellikle çocuğun yaşı, kişiliği ve ilgi alanları göz önüne alınarak seçimler yapılmalı.
Çocuklara okuma sevgisi aşılamaya çalıştığımız süreç nasıl gelişmeli?
Bence çocuklara okuma sevgisini aşılamak istiyorsak öncelikle çocuğumuz doğduğu andan itibaren sizin de elinizde kitap görmeli. Dikkat ederseniz çocuğum hiç kitap sevmiyor diyen ebeveynlerin çoğu okuma alışkanlığı olmayanlardır. Bebeklik döneminden itibaren ona özel okuma saatleri düzenleyerek bu süreç alışkanlık haline getirilmeli. Çocuğumuzun yaşı büyüdükçe kitapların türleri değişmeli ama okuma saatleri hep var olmalı ki zaman içerisinde çocuğun kendiliğinden bu saatlere ne denli sadık kaldığını gözlemleyeceksiniz.
En sevdiğiniz çocuk kitabı hangisidir?
En sevdiğim çocuk kitabı Fatma Güner’in Sevgi Arayan Çocuk kitabıdır.
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Son olarak özellikle anne ve babalardan çocuklarına örnek olacak şekilde kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmelerini rica edebilirim. Hep lider çocuklar yetiştirmek isteriz ya; unutmayalım çocuklarımız okuyan, araştıran, gözlemleyen ve sorgulayan çocuklar olurlarsa liderlik vasfına ulaşırlar.
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Beni konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim.