“Ayasofya ve Fetih”, tabutluklarla sınanan Türk Milliyetçilerinin aksiyon haline getirip, bu güne kadar yaşattıkları kutlu bir vetiredir.
Öncülerinden birisi, bazılarının Allah’a şirk koşarak Müslümanlığını elinden almaya çalıştıkları Rahmetli Hüseyin Nihal Atsız ‘dır.
Bu süreç dün bir neticeye ulaştı, çok şükür.
Bakıyoruz da, ne mücahitler varmış geçmişte bunun mücadelesini veren(!)
Hamdolsun!
Biz daha hayattayız…
Bazılarının kâğıt üzerinde anlatmaya çalıştıklarını an, an; nefes, nefes yaşadık.
Paye bölüşmeye rağbet etmeme öğretildi bize Cennetmekân Başbuğ tarafından…
Payeleri hak etmeden sahiplenenlerden iğrenmeyi de hayat felsefesi olarak benimsedik…
Ayasofya idealinde, Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’yı samimi bulduk hep…
Ama tesis ettiği milli görüş çizgisini oluşturanlarda aynı samimiyeti bulabildik mi?
Sorusunun cevabını ararsak söylenecek çok şeyler dökülür ortaya…
Haset ve hazımsızlık duygularıyla, dünkü neticeye ulaştıran dinamiklerin en efektif unsurunu dikkatlerden kaçırmaya çalışmak oldukça sakil kalmaktadır, bilinsin…
Liderimizi örnek alarak oluşturduğumuz vakarımız, her hâlükârda meydanı boş bırakacağımıza yorulmasın…
Ayasofya’yı ibadete açan CUMHUR İTTİFAKIDIR.
Daha nice zaferlere atacağı imzalar gibi…