Devletin Kudretinden Bihaberler…
Hasbelkader devlette bulunanlarının kıdemi ise el yordamıyla gelip, geçmiş…
Düşünecek beyinleri cırrık beyni ebatlarında, işlevsiz…
Bakın size bir tarihi kesit sunayım…
Cumhuriyet tarihinin gelmiş, geçmiş en beceriksiz, kutursuz hükümeti 1978 CHP Hükümeti idi…
Kamu binalarını ısıtmak için yakıt alamayan devlet, sistemlerin donmaması için devletin arşivlerini kazanlarda yakacak duruma düşmüştü…
O yıllarda mali yılbaşı takvim yılbaşından ayrı olarak mart ayında başlıyor idi…
1979’un mali yılbaşına girerken devlet memurlarına maaş verememe riskiyle burun, buruna gelmiş; tam bir fakr ü zaruret tablosu yaşıyordu ülke… Kuyruklar, yokluklar kaderimizdi adeta… O haldeyken bile devletin çarkları dönmüş, devlet yere serilmemişti…
DYP-SHP Koalisyonunun marifeti olan 5.Nisan kararlarıyla ülkenin kamu ve özel sektörü ekonomik olarak tutsak edilmiş, bırakın özellerini kamunun kendi bankaları bile temin ettikleri gecelik kredileri ödeyemez hale düşmüşler ve böyle ekonomik bir yıkıntıyla ülke 1999 Ağustosuna ulaşmış, Türkiye tarihinin hafızasına düşen en korkunç depremi yaşamıştık. O deprem, yıkıntısını telafi etme mükellefiyetiyle devleti bağlarken, bir taraftan da ülke ekonomisinin %60’nı şarj eden bir bölgeyi yerle bir etmişti… Buna rağmen aynı zaman diliminde büyük bir ekonomik kriz de yaşamış halimizle bir yıl gibi kısa bir zamanda devlet yaraları sarmış; deprem bölgesini kalıcı konutlarla yeniden inşa etmeyi başarmıştır.
Devletimiz şimdi o günlere göre daha derli toplu ve güçlüdür…
Elâzığ ve Malatya odaklı yaşadığımız felaketin yaralarını çok çabuk saracağız. Telafi edemeyeceğimiz kayıplar, can kayıplarımızdır…
Zekâdan, vicdandan, realiteden malûl soytarılar soruyorlar: ” Toplanan deprem vergilerini ne yaptınız da, yeniden sms ile para topluyorsunuz” diye…
SMS yoluyla kampanya başlatan Kızılay’dır, bu kuruluş ise vergi toplamaz…
Ayrıca Kızılay ‘ın olağanüstü zamanlarda başvurduğu rutin bir uygulamadır bu…
Devlet, parasız kaldığı için böyle bir kampanyaya dolaylı yollardan müracaat falan etmemiştir, devlet zaten depremin ilk saniyesinden itibaren bölgede insanımızı kucaklamış, yoksunluğa dayalı hiç bir mağduriyet yaşanmamış; bir felaket anında duyulabilecek her ihtiyaç eksiksiz karşılanmıştır…
Buna rağmen, devlet sanki acze düşmüş de, bir dernek vasıtasıyla bağış dileniyormuş propagandası yaparak, devletimizi aşağılamaya çalışan alçak ve soysuz kişiler meydanlara döküldü dünden beri…
Türkiye aynı zamanda dört bir yanını saran yangınların itfasıyla boğuşurken, içerde yaşadığımız bu felaketi fırsat bilip, halkı endişe, karamsarlık ve yılgınlığa yönelten bu tavırlar bir ajanlık faaliyetidir, kanaatimize göre, göreceği muamele bu vasfıyla ele alınmalıdır.
