Haber: Osman Kasap
Ligde iddiası bulunmayan Antalyaspor ile Avrupa Ligini kovalayan Galatasaray arasındaki maç, sıcak ve nemli bir akdeniz akşamında oynandı.
Galatasaray için her ne kadar Avrupa kovalıyor desek de; sahada böyle bir amacı olan takım göremedik.
İlk yarı boyunca her hattı ve her oyuncusu tel tel dökülen ve tatil havasında olduğunu hissettiren bir takım sinyali verdi sarı kırmızılılar. İşini yapmaya çalışan sadece Marcao ve Donk vardı. Bu da oyunun deplasman ekibinin yarı sahasında oynandığının bir işaretiydi.
Antalyaspor ise haftalar süren iyi gidişinin tesadüf olmadığını gösterircesine bir oyun sergiledi. Organize olmakta zorlanmayan ve oldukça dinamik bir müsabaka çıkardılar. Galatasaray’ın aksine, ne yaptığını bilen bir ekip görüntüsündeydi ev sahibi.
İkinci yarıya daha istekli başladı İstanbul ekibi. Topu daha başarılı şekilde ileri taşıdılar ve oyuna girmeye başladılar. Aksayan Linnes, Taylan’la yer değiştirdi. Kanatlar kıpırdamaya başladı. Linnes sağdan, Saracchi soldan atağa çıktılar. 58 ve 65’inci dakikalarda iki gol bularak maçta öne geçtiler. Bunda biraz da Antalyaspor’un ligdeki konumunun verdiği rahatlığın payını görmek gerekiyor.
İlerleyen dakikalarda Galatasaray Feghouli’nin girdiği 2 pozisyonu gole çeviremezken, ev sahibi Amilton’un kafa vuruşuyla gole yaklaştı.
Sonrasında ise Galatasaray için tam da sezon özeti bir sonuç ortaya çıktı: son dakika kabusu. Skoru koruma düşüncesi yine pahalıya patladı ve yine skoru koruyamadılar. Son dakikalarda oyuna giren futbolcular bu takımın yükünü taşıyacak kalibrede olmayınca; bu maçın uzatmalarında da iki puan kaybedildi.
Galatasaray ile 900. maçına çıkan Fatih Terim’i kutlasak da, bütün sezon boyunca son dakikalarda skoru koruyamamasını eleştirmek gerekiyor.
Böylece sarı kırmızılıların Avrupa hayali tam bir kabusa dönmüş oldu. Tıpkı koca bir sezon gibi…