Mektup gibi hayatım, dilim söyler kalemim yazar. Her günümü bir mektup halinde geçmişe yazsaydım ansiklopedi olurdu, hayat kütüphanemin tozlu raflarında yok olurdu. Özlüyorum yaşanmışlıkları. Geçmiş her günümü özlemle yazıyorum. Hayatımı yazdığım sayfaları yırtıp atıp aklıma kazıyorum. Çünkü kaybolmasın diye. Unutmak istemiyorum yaşadıklarımı. Zira adına hayat denen sahnedeki alkışlarım yaşanmışlıklarım.
Ne zaman iki üç satır yazsam kalemim yetmiyor kuruyor adeta sanki yazma bana diyor. Ben artık aklıma yazıyorum. Kaç satır alabilir ki aklım, onu bilmiyorum. Kalemim yazmaktan kurudu fakat aklımda kaydetmekten durur mu onu da hiç bilemiyorum.
Bellek dolacak bir gün reset atmam gerekecek. Ama korkuyorum her şeyin silinmesinden aklımın sıfırlanmasından. Aklımdan silinsin bende bu sefer tozlu raflardan tozlu sayfaları çıkarır göz pınarlarım kuruyana kadar gözyaşlarımı sayfalara akıtırım. Ve o mektupların kokusunu son bir kez içime çekerim.
Ardından raflardaki yerine koyup kütüphaneme kilit vururum.
Kerem TAŞKIN