Mehmet Topalgökceli Yazdı- Tutsak
Düşman tarafın eline geçen veya esir düşenler bir müddet sonra propaganda amacıyla konuşturulur.
Ne kadar çaba gösterilirse gösterilsin mimikler, ses tonu ve ifadeler üzerinde tutsak alanların etkisi gözden kaçmaz.
Ancak yine de ifadeler tutsağa aitmiş gibi servis edilir.
Amaç kendi tarafına moral, karşı taraf üzerinde olumsuz algı oluşturmak değil mi?
Bir de bedeni serbest ama iradesi tutsak olanlar vardır.
İradenin tutsaklık sınırı çıkar ilişkisinin düzeyine göre değişir.
Bunların davranış ve konuşmalarında çıkar ilişkisi kurdukları odakların etkisi hemen kendisini gösterir.
Aynı günümüzde Kılıçdaroğlu ve Sezgin Tanrıkulu ile hdp/pkk’lılar arasındaki çıkar ilişkisinde olduğu gibi.
İrade tutsaklığının derecesi karşılıklı ihtiyacın önemine göre değişiyor.
Mesela seçim döneminde CHP’nin, kapatılma döneminde, belediyelere kayyum atanması ve terör örgütünün saklanacak delik bulamaz duruma düştüğü zamanlarda hdp’nin ihtiyacı yüksek seyrediyor.
Son günlerde terörist elebaşını serbest bırakma vaadinin her ortamda dile getirilmesi ile,
Teröristlere nefes aldırmayan SİHA’larımızın düşman ilan edilip hedef alınması olayında olduğu gibi.
Görüyorsunuz terörle mücadele sadece güvenlik kuvvetlerinin mücadelesiyle olmuyor
Kaldı ki hain terörist güvenlik kuvvetlerimizden darbe yedikçe kalleş eylemlerini çeşitlendiriyor.
Silahlı kanadı bitme noktasına gelince diğer uzantıları hemen harekete geçiriliyor.
Geçen yılda benzer durumlar yaşadık.
Bu yıl da başladılar.
Fabrikalar, ham madde depoları, Geri dönüşüm işleme merkezleri v.s. peşi peşine çıkan yangınlar ile şimdi de buğday tarlaları ve orman yangınları tesadüfen çıkmış olabilir mi?
Mesela dün Turizm mevsiminde ve Turizmin merkezi Marmaris’te çıkan yangın ilginç.
Rüzgarlı bir havada, üç ayrı yerde aynı anda ve akşam vakti çıkması düşündürücü.
Bu üç özelliğin bir arada olması kundaklamanın planlı olduğunu göstermez mi?
Uzunca bir müddettir terörün ele başının neden cezaevinde olduğu sorgulandı.
Hatta mağdur edildiği iddia edildi.
Güvenlik kuvvetlerimize ve yargıya değil de çıkar ilişkili oldukları yerlere kulak verildi veya bilinçli böyle davranıldı.
Son günlerde ise teröristleri serbest bırakma vaadleri havada uçuşmaya başladı.
Bu vaadler dışarıdaki uzantılarına cesaret vermez mi?
Siyasi çıkar uğruna terörle bu derece haşır neşir olmanın ucunun nereye gideceği hesaplanmaz mı?
Faize giden parayı dile getiren Akşener’in, ortağının dostu ypg/pkk’ lı teröristlerin Ülkemize verdiği trilyonların maliyetini hiç aklına getirmiyor olması, yani aynı duyarlılığı göstermiyor olması çıkar ilişkisini boyutunu akla getirmez mi?
Saç ayağının gözükenden fazla olduğunu göstermez mi?