Mehtap Akgül Yazdı-Cennet Kokan Üzerine…
Kıymetli okurlarım;
Otizm spektrumunun özelliklerini taşıyan bireyi dışarıdan gözlemlendiğimizde “algılamıyor”, “anlamıyor”, “öğrenemiyor” ve “dinlemiyor” gibi nitelemeler yapılabiliriz. Oysa ki, otizmli birey kesik kesik de olsa göz teması kurarak algısı ile birleştirdiği örüntülere sahiptir. Yani aslında anlıyor, dinliyor, algılıyor olabilir. Otizmli çocukların kendi ihtiyaçları ve ilgileri doğrultusunda geliştirdikleri iletişim dünyaları bizler tarafından farklılıklarla hatta garip gelen davranışlarla doludur. Olumlu davranış geliştirmek için özel eğitim uygulamaları ile otizmli bireye birçok bilimsel uygulama yapılır. Ancak, otizmli çocuğa erken dönemde (eğitim-tedavi-terapi) birey ihtiyaçlı yöntemlere rağmen çocuk halen gelişimsel evrede yeterli ilerlemeyi gösteremeyebilir. Bu durum otizmli çocuğun gelişmediğini ve hiç gelişim göstermeyeceğinin sonucu değildir. Otizm spektrum yelpazesindeki birey gelişimini zihinsel süreçlerinden alır. Zihinsel süreçler evrimi ise deyim yerindeyse bol bilişsel ve davranışsal çalışma egzersizleriyle mümkündür. Örneğin 10 defa data tutarak kazandırmaya çalıştığınız becerinin tekrarının sonucunu belki 1 uygulamada belki 1 yılın sonunda kendiliğinden bu beceri ortaya çıkabilir. Demek istediğim, otizm süreçlerinde erken yaşta müdahale veya tespit edilen aşamada davranışsal ve bilişsel ihtiyaçların gelişimsel sonucunun ne zaman olacağına dair bir somut çıktı yoktur. Bol çalışma ve çocuğa ektiklerinizin gelişimini mutlak suretle alacağınızı bilmeniz yeterlidir.
Otizmli çocuğun tarifsiz zihinsel parlak zekası nöro-gelişimsel farklılıkları gizli kalmış gibi görünür. Oysa ki çocuğun ilk fırsatta iç motivasyonu ve ilgi alanında odaklanmasıyla başarısının ortaya çıkacağını unutmamak gerekir.
Evet, her otizm spektrumlu birey üstün zekalı değildir! Ama otizmli çocuk, bizlerce hamur gibi yoğurularak her verdiğimizi silik bir şekilde almış gibi görünerek sonrasında kendisini süreçte belirleyecek farklı bir bireydir. Bu sebeple çocuğun süreçteki tıbbi ve eğitsel durumu göz önüne alınarak yoğun ve nitelikli eğitimle odaklandığı alanı keşfetmeliyiz.
Hatırlatmak istediğim önemli bir diğer husus; multidisipliner yaklaşımların ilgili profesyonellerle ilk tanıdan sonra çocuğa adım adım uygulanmasıdır.
Aşağıdaki önerilen Otizm çözüm aşamalarım şöyle ki;
1- İlk tanı çocuk psikiyatristidir.
2- Özel eğitim / terapist uygulamalarına geçilmelidir.
3- Uygulamalı davranış analizi modeli eğitimi alınmalıdır.
4- Ergoterapi biliminden destek alınmalıdır.
5- Sportif faaliyetler yapılmalıdır.
6- Konuşma Terapi başlanmalıdır.
7- Bilimsel temelli alternatif tedavi mümkünse uygulanmalıdır.
8- Sosyal yaşamda yer alma hedeflenmelidir.
Kıymetli okurlarım
Otizm aslında basit genellemelere meydan okuyan, zihinsel süreçleri genel gelişimli bireylere göre farklılık gösteren bir tablodur.
Bence en önemli sorun, çoğu sayıda otizmli insanın potansiyelinin boşa harcanıyor olması… Bu durumun önüne geçebilmek içim Ülkemizde otizmli çocuklara konacak teşhisin erken dönemde ilgili profesyonellerce hedef hedef (kısa-orta-uzun) uygulamaların belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğinin unutulmamasını belirtmek isterim.
1949 yılından bu yana farkındalıkla otizmle iç içe olan dünyamızın bilimsel çalışmalarla sonuca ulaştıran tedavi/eğitsel uygulamalarının biran önce hayatımıza geçmesini temenni ederek sözlerimi sonlandırıyorum.
Selam Olsun yüce gönüllere!