Elbette olur.
Ne diyordu yazar; Kalp zekâsı duygusal zekâdan daha farklıdır. Duygusal zekâ kendi duygularınızın ve başkalarının duygularının farkında olma yeteneğidir. Kalp zekâsı ise akademik ve duygusal zekâyı kapsayan, ama bunlara sezgileri ve ilhamı ekleyen bir zekâ türüdür. Aslında tüm yaşamınıza “YÜREĞİNİZİ KATMANIZLA” ilgilidir.
Kıymetli okurlarım, umuda dair biraz hüzün biraz da melankoli yüklü mısralarıma hoş geldiniz.
Her yazımda olduğu gibi edindiğim tecrübe ile bilgi birikimini en yalın haliyle sizlere aktarmanın ve mutluluğunu taşıyorum.
Bazen imkânsız dediğimiz beklentili düşüncelerimizin bir yanımızdan çekiştirdiğini hisseder susarız, kimi zaman da kesinlik içeren olaylarımızın gerçekleştiğini hisseden yanımız aniden coşar durur ya hani işte tam olarak OTİZM de böyle bir şeydir diyebilirim.
-“OTİZM İLETİŞİM KÜSKÜMLÜĞÜDÜR.”
– “İletişim; kişilerin birbirlerini anlamasıdır.”
Otizmde etkili iletişim kurmak ve sürdürebilmek oldukça güçtür. Ancak doğru ve nitelikli davranışsal yaklaşımla uygulanan eğitim süreçleri otizmli çocuğa iletişim becerilerini kazandırmada oldukça büyük öneme sahiptir. İletişim süreçlerini yöneten profesyoneller ise hekim, terapist ve eğitmendir. En önemli görevi otizmli çocuğun ebeveynleri üstlenir. Otizmli çocukta etkili iletişim kurma oyun kurma ile başlar. Somut oyunlar soyut oyunlara nazaran daha faydalı olabilir. Otizmli çocuğun işlevsel beceri edinimleri somut olayları genelleyerek soyut düşünceleri yansıtabilirler.
Bireylerin iletişim kurmak için başvurduğu ilk yöntem konuşmaktır. Otizmli çocuklarda iletişim becerileri, toplumda çoğunluğun kullandığı konuşma diline adapte olmakta zorluk çektikleri için özellikle geliştirilmeye çalışılmalıdır. Çocuk büyüdükçe el hareketlerinden ve bazı anlamsız seslerden yardım alır. Sonrasında ise daha net anlaşılmak için çocuk kelimelere başvurur. Otizmli bir çocukta ailesi hangi hareketin ne anlama geldiğini daha kolay anlar. Elini istediği şeye uzatan otizmli çocuk için o anda nesneyi direk olarak ona vermek yerine sözlü olarak dile getirilmesini sağlamak gerekir. Konuşmaya teşvik edilmezse çocuk her zaman en kolay yolu tercih edecektir. Çocuğun iletişiminin gelişmesi aşamalıdır. Başta jest ve mimikler, daha sonra da sözcükler iletişime eklenir. Ancak her çocuk konuşma evresine rahat bir şekilde geçemez. İlgili profesyonellerin desteği ile konuşmaya yönelik çalışmalar otizmli çocuk için ilaç niteliğindedir.
Otizmde en etkili iletişim yöntemlerinden biri olan floortime uygulamasını belirtmek isterim.
Floortime (Developmental, Individual- Difference, Relationship- Based Model DIR) ABD’de çocuk psikiyatri Stanley Greenspan tarafından geliştirilmiş olan gelişimsel,bireysel-farklılık,ilişki temelli bir modeldir. Floortime’da her çocuk için deneyimli klinisyenler ve aileler tarafından bireysel müdahale planları hazırlanır. Programın temeli çocuğun gelişimsel düzeyinin belirlenmesi ve bu düzeye uygun yaşantılar oluşturmasıdır. Programa Floortime denmesinin nedeni, klinisyenin ya da bir aile üyesinin serbest oyun ortamında çocukla yoğun ve karşılıklı sosyal-iletişimsel etkileşimlerde bulunmasıdır. Programın diğer öğeleri akranlarla etkileşim, problem çözme etkileşimleri ve duygusal-temelli dil müfredatıdır. Floortime’ın hedef kitlesi okulöncesi dönemindeki çocuklardır (Odom ve diğ.2008).
Floortime’da altı yeterliğin, başka gelişim ve öğrenmeler için temel oluşturduğu varsayılır(Greenspan,2000).
1.Paylaşılan dikkat ve kendini düzenleme
2.Etkinlikle meşgul olma
3.Duygusal karşılıklık ve jestsel iletişim
4.Karmaşık, sembolik-öncesi, paylaşılan sosyal etkileşim ve problem çözme; taklit, sosyal referans ve ortak dikkat
5.Fikirlerin sembolik ve yaratıcı kullanımı, temsili oyun ve pragmatik dil
6.Fikirlerin mantıksal ve soyut kullanımı; duyguları anlama ve ifade etme; kendine ve başkalarına karşı öngörü sahibi olma uygulamalarıdır.
Floortime otizmli çocuğa konuyla ilgili özel eğitim öğretmeni veya terapisti tarafından uygulanmalıdır.
Evet. Kıymetli okurlarım; İletişim temelli empatili yaklaşım tarzımız toplumda huzuru yaratan önemli bir unsurdur. Bizler zaman zaman tükenmişliğe yakınlaşan ruh halimiz hatta dünden sonra yarın olur mu dediğimiz an küçük dokunuşlarla aniden gelen yardım hayatta tutar ya hani böyle bir şey işte bizimkisi…
Her birimizin bir derdi var işte, kimi anlatır, kimi susar yüreğini yakar, kimi de yazar..
Selam Olsun!