Mehtap Akgül Yazdı-Yolumuzun Nesi Uzun?
Kıymetli okurlarım;
“OTİZM”in görülme sıklığı her yıl yüksek oranda artan nöro-gelişimsel farklılık durumu olarak görüldüğünü düşünüyorum.
Sebepleri bilimsel verilerle kesin olarak bulunmamış bile olsa dahi doğru incelemelerde bulunduğumuzda çevresel faktörlerle genetik temellerin üzerinde yoğunlaşılması gerektiği görülecektir. Elbette zaman zaman farklı yeteneklere sahip bireyler olarak da karşımıza çıkar otizmli çocuklarımız. Oysaki ebeveynler için, yakın çevre ve öğretmenlerce durum öyle değildir.
Otizmin kendi içinde farklı isim ve belirti gösteren basamakları da vardır. Bu farklılık durumuna eklenen her gelişimsel eksiklik, OTİZM basamaklarında seyri değiştiren unsur olur.
Otizmli çocukların üstün zekalı veya zekalı geriliği olan kişiler olduğu algısı yanlıştır. İstatistiklerde yaptığım araştırmalarda, okuduğum yayınlarda, otizmli bireylerin çoğu matematik dehası olabilirken birçoğu da resim ve müzik alanlarında başarılıdır. Bu belirgin özellik zeka geriliği içermez. Üstün zekalı otizmli çocuklar ise bir konuda veya birçok konuda kendi kendine öğrendiği yetiler içeren bir süreçleme mekanizmasıyla, güçlü bir zeka yapısını sergiler. Zeka geriliğinde ise her bireyde gözükebilecek niteliklere sahip bir durum olarak otizme de eklenirse, bu tablo daha da zorluklar içererek karşımıza çıkar. Bu gibi özelliklerin, belirtilerin testlerle anlaşılması mümkündür. İlgili terapist doğru yönlendirmeyle otizmli çocuğu yeteneğine yönlendirebilir. Zeka geriliği durumda ise terapist gelişimsel basamakları hedef hedef sıralayarak akranlarına uyumlu gidebilmesi için çocuğu yönlendirir. Her zaman dediğim gibi, yaşanan her güç durumu ekip olabilecek (terapist, eğitmen, aile) yakın çevrenin iş birliği ile aşmak mümkündür. Böylece otizm spektrumu çocuğumuzu bizden çok uzak mesafelere taşıma şansı bulamaz. Bir bakmışız ki, bu spektrum gayretimize yenik düşüp çocuğumuzu bize teslim etmiş…
Yeter ki umudu, imanlı kalbi, temiz niyeti ve azmi olsun insanın.
Tabi baktık ki çabamıza rağmen olmadı mı? – “Kader deyip geçmeyi de bilmeli insan“ değil mi okurlarım? diyerek cümlelerime son veriyorum.
* Zeka ve akıl insana sunulmuş en özel hediyedir.
SELAM OLSUN.