10.3 C
Ankara
2. Ekim. 2023
No menu items!
Ana Sayfa Köşe Yazısı Niyazi Tuncer Yazdı - Muhalefet

Niyazi Tuncer Yazdı – Muhalefet

Niyazi Tuncer Yazdı – Muhalefet
Hepimizin çok iyi bildiği gibi; Hz. Ömer adaletiyle nam salmış İslam devletinin ikinci halifesidir.
Hz. Ömer bir gün hutbede cemaate şöyle seslenir: “Ben haktan ayrılırsam ne yaparsınız?”
Cemaat içinden bir sahabe kalkarak cevap verir: “Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!”
Hz. Ömer ellerini açarak; “Ya Rabbi! Sana şükürler olsun ki ben senden gaflete düşersem, senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim” diye şükreder.
Bizler hep bu kıssasında; Hz. Ömer’e odaklanırız nedense. Oysa orada kudretli halifeye kalkıp “Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer” diyen sahabeye pek dikkat etmeyiz. Hatta pek çok yerde ismi dahi geçmez bu sahabenin.
Düşünmeyiz koskoca bir devlet başkanı ve karşısında devlet başkanından hesap soran bir insan!
Hesap sorabilmek için de önemli özellikler olması gerekiyor değil mi?
Bir kere yanlışı bulmak ve düzeltebilmek için ilim sahibi, ahlak sahibi olması lazım insanın. İkincisi bu yanlışı hiçbir şeyden korkmadan ve kimseden çekinmeden usulünce kırmadan dökmeden kimseye hakaret etmeden dile getirme cesareti olmalı.
Tabi burada Hz. Ömer’in “Hadi oradan sen kim oluyorsun da bana yanlışımı söyleme cesaretini kendinde bulabiliyorsun” demediğine de dikkatinizi çekiyorum.
Ne yapıyor, Rabbine şükrediyor ki; hatasını gösterebilecek ölçüde hakkı, hakkaniyeti bilen, ilmi seviyesi yüksek insanlar var etrafında.
Yine bir başka tarih sayfasından örnek verelim.
II. Beyazıt da oğlu, Yavuz Sultan Selim’e nasihat ederken diyor ki; “Ey oğul; eğer sana itaat edilmesini istersen daima hak sahibine hakkını ver ve herkese karşı mütevazı ol, kimseye zulüm etme. Allah’ın kulu isen onun emrine uyarak adaletli ol. Allahu Teala seni bu ülkelerin saltanatına nail kıldığı için kendine gaflet uykusunu haram kıl. Zira halkın sana itimat edip uyumaktadır.”
Muhalefet olmanın gereğini yapabilmek için adam gibi adam olmak elbette şart…
Türkiye’nin siyasi geçmişinden bir örnek de verelim izninizle…
Seksen öncesi terör olaylarının en şiddetli olduğu dönemde rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş, bu olayların önüne geçebilmek adına rahmetli Gün Sazak aracılığı ile dönemin CHP Genel Başkanı rahmetli Bülent Ecevit’e birlikte hükümet kuralım teklifi yaptı. Ben bunu tabanıma anlatamam gerekçesi ile ret cevabı almasına rağmen yine meclis başkanlığı seçimleri yapılamadığı için meclis tıkandığında CHP’nin adayı olan Cahit Karakaş’ı destekleyerek meclisin çalışmasını sağlayarak örnek bir davranışa imza atmış oldu.
“Kara Eylül”ün ekip başı ABD’nin “Bizim çocuklar” dediği suçsuz Ülkücüleri denge olsun diye idam ettiren, cezaevlerinde her türlü işkenceyi reva gören Kenan Evren, 16 Ekim 1988 tarihinde Almanya’nın Bonn şehrine Türkiye adına yaptığı bir ziyarette; bölücü, mezhepçi, sol gruplar tarafından yumurtalı protestoya maruz kaldığında, Almanya Ülkücü Türk Federasyonu ertesi gün Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk milletini temsilen burada bulunduğunu belirterek devletine ve milletine sahip çıkmıştır. Federasyon, yapılan bu saldırının muhatabı Kenan Evren olmasına rağmen basın açıklaması ile karşı çıkmıştır.
Kültür tarihimiz bunlar gibi daha nice güzel öğütler ve yaşanmış olaylarla doludur.
Ancaak günümüzde milleti yönetenler neler yapıyor?
iktidarından muhalefetine, siyasetçisinden gazetecisine, aydınından yazarından sanatçısından toplumun her kesimi futbol takımı tutar gibi taraf olup çıktı.
Doğru nedir?
Hak nedir?
Hakikat nedir?
Ahlak nedir?
İlim nedir?
Hepsini koymuşuz bir torbaya, ağzını da sıkı sıkıya bağlamışız kaldırmışız bir tarafa!
Ağzımıza geleni söylüyoruz, aklımıza eseni yapıyoruz.
Küfrün de hakaretin de bini bin para! Yalanın iftiranın hesabı yok.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış deme alışkanlığını unuttuğumuz için o kadar yalanın içindeki istisna olan doğruları da göremiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Türk milletini temsil eden makamlara hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor. Milleti temsil etmesi gerekenler millete hakareti taraftarları adına maharet sayıyorlar.
Cumhurbaşkanına, devletin kurum ve kuruluşlarına hakaret edenler bir kesim tarafından alkışlanıyor.
Teröristlerin cezaevlerinden salıverilmesini isteyenler şehit bacısına küfrediyor, birileri de onu kolluyor ve savunuyor.
İktidara karşı olmak adına Cumhur İttifakına oy veren, milletin büyük çoğunluğuna, seçmenin yarısından fazlasına ‘’sürü, koyun’’ gibi sözlerle hakaret edenler sözde muhalefet oluyorlar.
Haksızlık ya cehaletle ya da ihanetle gelir! Arada bir ince çizgi olarak gaflet de var! Neticede hepsi aynı ihanetin bir parçası oluyorlar.
Daha dün fetö kalkışmasında birileri televizyon karşısında ellerini ovup “İşte oluyor” diye keyifle çaylarını ve kahvelerini yudumluyorken millet sokağa çıkıp devletine milletine sahip çıkıyor; Çanakkale ruhu ile kurşunların üzerine yürüyordu. Kimse yanındaki kimdir, hangi partiye oy vermiş diye bakmıyorlardı.
Yüce Allah kutsal kitabında ‘’-Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir. (Enfal-22 )’’ diye buyuruyor.
Evet bunca örnekten sonra aklında birazcık Türkiye’nin geleceği olanların kendine bir çekidüzen vermesi gerekmiyor mu?
Ne dersiniz?

- Advertisment -

En popüler

Devlet Bahçeli: Terör Örgütleri ve Arkasındaki Destekçileri Ne Yaparlarsa Yapsınlar Asla Emellerine Muvaffak Olamayacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin, 1 Ekim 2023 tarihili sosyal medya hesabı X üzerinden yayınladıkları mesajlarını sunuyoruz. Bugün sabah Emniyet Genel Müdürlüğümüzü...

Faiq Alakbarli: Dünyanın Bütün Güçleri Türkiye-Azerbaycan Birliğini Hesaba Katmalı

Siyaset Bilimci Faiq Alakbarli son günlerde yaşanan olaylarla ilgili yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklama şöyle; Yerel nitelikteki askeri operasyonların Azerbaycan için geniş ufuklar açtı. Şehirlerimizin ve...

Yiğit Emir Ahi’nin Yazar Emre Timur İle Söyleşisi

Röportaj : Yiğit Emir AHİ Emre Bey, size klasik bir sorum olacak belki ama biz okurlarınız olarak Emre Bey’i biraz daha tanımak istesek sizin bize...

Mahir Adıbeş Gezdi ve Yazdı-Zamanın Sularla Aktığı Yer (AYDER)

İkindi vakti vardık Ayder’e, dostum Recep Yaşar otelde yerimizi hazırlatmış. Yollar çok kalabalık, araba park yerinde sıkıntı var. Çok sayıda seyahat otobüsleri trafiği yavaşlatıyor....

Son Yorumlar