Niyazi Tuncer Yazdı – Şüyuu Vukuundan Beter!

Niyazi Tuncer Yazdı – Şüyuu Vukuundan Beter!
Böyle derlerdi büyüklerimiz, iğrenç bir olayın konuşulmasına ve savunulmasına.
Hele hele televizyonlarda neredeyse canlı yayından izler gibi, herkesin gözü önünde gördüğü canlı canlı kulağı ile duyduğu bir olayda.
Bingöl’de şehit bacısına küfredilen bu iğrenç olayın yaşanması başlı başına büyük bir ruhsal hastalığın varlığını ortaya koyarken asıl saçmalıklar olayın yaşanmasından sonraki gelişmelerdir.
Yandaşlık ya da karşıtlık maalesef bu iğrenç olayın yaşanmasından sonrada kendisini, hem de şuursuzca bir kez daha göstermiştir.
Bu yaşananlar tam bir akıl tutulması, müthiş bir şuursuzluktur.
Özellikle son günlerde; kadına şiddet, çocuğa şiddet, cinsel istismar gibi mahkemelerde görülen ceza davalarında, ağır tahrik indirimlerine; Türk milletinin karşı çıktığı bir dönemde yaşanan böyle vahim bir olayı; provokasyonlara, tahriklere bağlamaya çalışmak, olayın müsebbibini kollama ve koruma altına almak nasıl bir duygudur, nasıl bir aklın ürünüdür anlamak mümkün değildir.
Bu olayın müsebbibine hangi sıfat yakışır bilemiyorum ya da yakışan sıfatı söylemek bana yakışmadığı için ben sadece o diyeceğim. Şehit yakınına hakaret eden, şehit bacısına küfür eden o, içinde bulunduğu ruh halini dışa vurmuştur, birilerine yalakalık yapmak, bir yerlere yaranmak için yapamayacağı hiçbir iş ve eylemin olmadığını göstermiştir.
Allah’a havale ediyorum o’nu, ancak kollama ve koruma görevi yapanlara, gördüğünü görmezden gelenlere duyduğunu duymazdan gelenlere ne diyelim?
“Aman bu bizdendir” diye tahriklere bağlayanlar, aman dostluğumuza zeval gelmesin diye olayın etrafından dolananlar peki sizlere ne diyelim?
Daha yakın bir zamanda partisinin grup toplantısında şehitler ve şehit aileleri ile ilgili yaptığı şu güzel konuşmayı hep birlikte hatırlayalım:
‘’Onlar, oğuldu, eşti, babaydı, dosttu, sevgiliydi, kardeşti. Onlar, sen rahat uyu diye canını ortaya koyan, Türkiye var olsun diye sönen birer ateşti. Geride, vatan sağ olsun diyen babalar var. Geride, evlat hasretiyle yanan analar var. Geride, sevdiklerini kaybetmiş eşler, nişanlılar, sevgililer var. Geride, bir daha babasını göremeyecek evlatlar var. Onlar ağlarken sen gülemezsin.
Şehitlerimiz, bundan çok daha fazlasını hak ediyor. Bu millet, cumhuriyetini şehitlerine borçludur.’’
Bu konuşmayı söylediğini hatırlayan millet nasıl yorumlasın?
Hani şehit bacısıydın, hani gazi bacısıydın?
Şimdi Türk milleti, bu süslü cümleleri o gün şov yapmak, millete şirin görünmek için yaptığını mı düşünsün; yoksa samimi gönlünden geleni söylediğini mi düşünsün.
Eğer o gün samimi idiysen bu yaşananlar nedir?
Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki, bu olay tahrikle, tertibatla izah edilemez. Böyle izah etmeye, bu şekilde savunmaya, koruyup, kollamaya kalkarsanız sizin tahrik ettiklerinize de sizlere aynı cümleleri kurmasının yolunu açarsınız. Milyonlar hep bir ağızdan koro halinde aynı cümleyi tekrar etmeye kalkar, Allah korusun. Gerçi bu millet ariftir, sizlerin seviyesine inmez.
Necip Türk milleti sizlerden anlamlı, aklın ve vicdanların kabul edebileceği bir açıklama bekliyor.
Herkes aklını başına toplasın, herkes eteğindeki taşları döksün, hisleriyle nefisleriyle duygularıyla değil akılları ile hareket etsin.
Bu işin muhalifi, yandaşı, tarafı, taraftarı olmaz, eğer zerre kadar bu milleti düşünüyorsanız, geleceğimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi düşünüyorsanız Allah aşkına siyasetinizi milletin değerlerinden uzakta yapın.
Özellikle çocuklarımızdan ve gençlerimizden hassaten rica ediyorum bu son yaşananları aklınızdan, hafızanızdan silin, hiç yaşanmadı sayın.
Bu ayıp biz büyüklere yeter de artar bile, kendini bilenler için.