Kalemin de sustukları varmış meğer. Kelimeye dökemedikleri. Ete kemiğe bürünmüş hayvanların kömür karası olduğu bu devirde kalemin de sustukları varmış. Mesela koalaların nesli tükenmekte ve katran karası bir küle gömülmekte bu günlerde. Peki, bu felaket nasıl dindirilir diyen, nasıl telafi edilebilir diyen insan sayısı ne kadar da az. Oysa sosyal medya yıkılıyor bu felaketin resimleriyle.
En çok insandan kaçan hayvanlar en çok insana sarılır olmuş bu ara. Sebebi yine insanlar olduğu halde hem de. Ne bilsin hayvan.
Oksijenimizi azımsanmayacak bir oranda kaybetmiş bir dünyalı olarak ne kadar da telaşsız kalıyoruz biz. Ne kadar çabuk tüketiyoruz sahip olduklarımızı. Ağaçları keserek taş betonlar arasına girince unutuyoruz zannımca, dünyadan sadece gelip geçmekte olan bir misafir olduğumuzu. Şimdi de yangınlar moda oldu. Her sene dünyanın bir yerinde çıkan ve kontrol altına almak günler haftalar hatta aylar süren bu yangınların durdurulması için ne yapıyoruz. Benimle ne ilgisi var demeyelim hiç boşuna. Var efendi var. Senin de benimde ilgim var. Ayrıştırmadığımız atık çöplerimizden tutun da israf ettiğimiz suya kadar var. Üzerimize boca ettiğimiz parfüm bile ozon tabakasına düşman. Ya biz?
Biz kime dostuz kime düşman? Çocuklarımıza bırakacağımız mirasa düşman olduğumuz kesin. Özellikle Marmara bölgesinde küçükler bronşit büyükler kanser. Peki neden?
Bunca edilen sözlerden sonra aklıma Cengiz Han’ın sözleri geldi. “Sakin bir çiviyi küçümseme.” demişti ordusuna ve devam etmişti. “Bir çivi bir atı kurtarır. Bir at bir komutanı. Bir komutan bir orduyu ve bir ordu bir ülkeyi kurtarır.” Ne kadar da insanoğlunu her daim anlatan bir söz olmuş. Bu sözü al istediğin yere koy şimdi. Bozulan ahlaki yapımıza koy. Bozulan gençliğimize. Nerde o eski günler deriz ya hep. Al işte tam da buraya koy.
Bir çivi deyip geçmeyelim lütfen. Çöplerimizi ayrıştıralım, atık pilleri yanmış yağları. En çok ta suyu israf etmeyelim. Banyo yaparken açtığımız o şarıl şarıl akan su var ya, yokluğundan ölen insanlar çok bu devirde. Su kuyularının açıldığı, insanların o suya kavuştuğu anın videoları da mevcut internette. Hiç izlediniz mi?
Biz çok kolay israf eden bir çağ insanı olmuşuz maalesef. Değerli olan ne varsa tüketmek için yarışıyoruz adeta. İnsanı israf ediyoruz zamanı israf ediyoruz. Rabbin bize bahsettiği tüm güzellikleri israf ediyoruz. İyi niyeti israf ediyoruz bir de. Ne büyük kayıp haberimiz yok. Bütün bunlar bir zincirin halkası ve biz gün ve gün kopuyoruz o zincirden. Ekolojik dengeyi mahvediyoruz. Mevsimler birbirine karışmış, kuraklıkla kimi zaman da aşırı yağışlarla başımız belada. Toprağı israf ediyoruz. Emeği israf ettiğimiz gibi.
Velhasıl kelam belki bu yangında da vardı Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye giden karıncadan bir tane daha. Lakin biz bilmeyiz. Allah bilir.
Şule Ok Polat