Röportaj: Yiğit Emir AHİ
Lale Hanım, size klasik bir sorum olacak belki ama biz okurlarınız olarak Lale Hanım’ı biraz daha tanımak istesek sizin bize kendinizi tanıtacağınız, tanımlayabileceğiniz bir mottonuz var mıdır? Lale ESİRGEN kimdir?
Cemal Süreyya’nın “Hayat kısa, kuşlar uçuyor” deyişi beni etkiliyor. Zorluklarına ve eşitsizliklerine rağmen hayatın bizim için bir deneyim fırsatı olduğunu düşünüyorum. Ve evet geçici, kısa. İşte tam da bu yüzden kalp kırmak, küs kalmak, duygularını içinde saklamak doğru gelmiyor bana. Aksine insan hayallerini kovalamalı, ertelememeli.
Kendimden bahsedecek olursam, 1978 Bandırma doğumluyum. Evliyim, iki çocuğum var. Hekimim, Halk Sağlığı uzmanıyım. Kitap okumak benim için bir hayat kaynağı, tutku. Hayal kurmayı, kurgulamayı seviyorum. Bu da bir aşamada yazma isteği ve ihtiyacını doğurdu.
“Arı Bambal ve Kutup Yıldızı” isimli resimli çocuk kitabım Mahlas Çocuk’tan çıktı. Parya Çocuk’un yayınladığı “Şipşak Çocuk Edebiyatı” derleme öykü serisinin dördüncü kitabında benim de bir masalım yer aldı. Yakında yayında olacak BBkitap’tan derleme öykü serisi “Korku Tüneli” ikinci kitabında da bir öyküm yer alıyor.
Çocuk kitapları yayıncılığında sizce en büyük eksiğimiz nedir?
Genel olarak büyük yayınevlerinin çeviri kitaplara öncelik verdiğini görüyorum. Oysa ki her dilin, her kültürün edebi yansımaları kendine has oluyor yazılarda. Konu çocuk olunca da bir kültür için normal sayılabilecek konular bizim çocuklarımıza rahatlıkla aktarabileceğimiz uygunlukta olmayabiliyor. Bazen de çevirilerde mevcut duygu ya da edebi tat aktarımı kısıtlanabiliyor. Elbette farklı renkleri, farklı kültürlerin edebiyatını da okuyacağız. Ama bence halihazırda kendi yazarlarımız, şairlerimiz çocuklarımıza hitap eden kaliteli içerikler sunuyorlar. Yayınevlerince yayın programlarını oluştururken bu dengenin sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Sizi çocuklar için yazmaya yönelten nedir?
Yazma serüvenimde bir süre sonra çocuklar için yazmanın bana iyi geldiğini hissettim. Tıpkı çocuk kitapları okumak ve çizgi film izlemek gibi. Konu ne olursa olsun mevcuttan uzaklaşabilirsiniz, çok farklı dünyalar hayal edebilirsiniz. İmkânsız diye bir şey yok, sınır yok. Ayrıca kurguya çocuk gözüyle bakmak, çocuk algısıyla düşünmek ama bunu yaparken yetişkin denetimini de elden bırakmadan çocuklar için uygun içerik oluşturabilme kaygısı, tüm bunlar yazıyı zorlayan ve geliştiren süreçler. Aslında çocuklar için yazmanın daha kolay olduğuna dair bir algı var. Ama daha sınırlı hacimde, çokça süzgeçten geçirerek, çocuğa uygun içerikte ama bir o kadar da onun dünyasına ait yazmak dikkat ve özen istiyor. Sanırım benim hoşuma giden diğer bir unsur da bu zorluk.
Sizi daha iyi anlatan, daha iyi tanımlayan ya da hislerinizin en iyi tercümanı olan tür –şiir, roman, öykü vb.- nedir?
Okur olarak nitelikli kurgu ve üslup beni çeker. Roman okumak ayrı bir keyif. Yazarken ise her karakterin, her kurgunun ifadesinin kendine özgü olduğunu düşünüyorum. Bir kurgunuz en iyi şekilde roman olarak ortaya konulabilir. Bir diğerini aktarmanın en iyi yolu belki de şiirdir. Bir karakter belki de hikâye içerisinde kendini daha iyi aktarır okuyucuya.
Resimli çocuk kitaplarında ise şiirsel anlatım dilini çok beğeniyorum. Çünkü melodik olması çocukların ilgisini çekiyor, takibini kolaylaştırıyor. Aynı zamanda hikâyeyi daha masalsı, bazen de daha eğlenceli hale getiriyor. Çocuklarla olan deneyimlerimde böyle gözlemledim.
Eserlerinizi yazarken, üretirken yazma süreciniz nasıl gerçekleşiyor?
Sürekli bir gözlem ve kurgulama süreci içerisinde oluyorum. Bu karakterin nasıl bir derdi olur, ne anlatmak ister, bunu en iyi şekilde nasıl anlatabilirim diye düşünürüm. Çünkü çoğunlukla bir karakter girer hayatıma öncelikle, kafamı kurcalar, meşgul eder. Sonra yavaş yavaş karakter zihnimde şekillenir, görünüşü, tabiatı, geçmişi, hayalleri ve amacı ile. Devamında da benim birey olarak anlatmak istediğim bir derdim, bir kurgum ya da bir dünyam çerçevesinde o karakterin kendi hikayesini bulması gerekir. Bu da uzun süren bir beyin fırtınası. Bazen oldu gibi gelir, oturursun yazamazsın, ya da başlarsın ilerlemez. Ama bir an gelir, süreç olgunlaşınca kendini meydana çıkarır. Ben sadece kalemimle bu sürece eşlik ederim. Elbette ki yazının teknik bir yönü de var ama sanırım ben daha çok ruhuna inanıyorum.
Çocuk hikâyeleri okumaktan zevk alıyor musunuz? Okurken içinizde merak, heyecan, korku gibi duygular canlanıyor mu?
Kesinlikle. Çoğu kez elimden bırakamıyorum. Çocuk hikayelerinde macera, merak unsuru çokça yer aldığından ve dili daha sade olduğundan keyifli bir okuma sunuyor. Aynı zamanda hangi yaş grubuna, hangi konu, ne şekilde anlatılmış gözlemleme fırsatım oluyor. Bazen “Ben olsaydım bunu böyle yazardım”, bazen de “Bu konu ne güzel işlenmiş, neden benim aklıma gelmedi?” diyorum. Gelişim açısından da bu okumalardan faydalanıyorum.
Çocuklar için bir şeyler üretmek, onlara dair çalışmak hayatınızı nasıl etkiliyor?
Yazdığım hikâyenin bir çocuğu gülümsetmesi, onun karakteri ve hikâyeyi beğenmesi beni çok mutlu ediyor. Yazma derdi olan bir birey olarak bu çok değerli. Ayrıca yarının yetişkini olan çocuklarımıza uygun emeği ve yatırımı yaparak daha güzel bir gelecek inşa edebiliriz diye düşünüyorum. Anne olarak, kadın olarak da çocukları seviyor ve önemsiyorum. Onların masumiyeti bana umut veriyor. Onlara dair, onlar için üretmek beni tamamlayan ve iyi hissettiren bir süreç.
Okurlarınızla buluşuyorsunuzdur. Hangi çocuk sizi heyecanlandırır?
Meraklı, soru soran ve hayal kuran çocuklar kesinlikle.
Çocuk kitabı yazmanızın yetişkinliğiniz üzerinde ne gibi izleri oluyor?
Bir yanım hep çocuk, bir yanım hep çocuklarla beraber. Bu insana gençlik aşılıyor sanki. Aynı zamanda da kendini geliştirmek, daha kaliteli içerikler üretebilmek adına sorumluluk yüklüyor.
Güzel ve keyifli bir sohbetti. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bakış açımız, dünyayı yorumlamamız ve çözüm üretebilme kapasitemiz hep okuyarak gelişecek. Ben buna inanıyorum ve daha iyi bir gelecek için başta çocuklarımız, gençlerimiz olmak üzere herkesin okumaya, kitaplara hayatlarında daha çok yer verdiği bir dünya hayal ediyorum.
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.